anneci��im- Almanca-çeviri - Langenscheidt Türkçe-Almanca sözlük

„imsak“

imsak

[aː] <-ki>

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Fastenbeginn

Fastenbeginneril | männlich m Islam
imsak

imsak

Örnekler

imsak etmek

den Fastenbeginn einhalten

imsak etmek

„im“

im

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Zeichen

Zeichencinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
im

im
im → bkz „işaret“

im → bkz „işaret“

Örnekler

imi timi yok

keine Spur, nicht die Spur

imi timi yok

„imdi“

imdi

eski | obsolet, veraltetobs

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

also, demnach, nun, jetzt aber

also
imdi

imdi
demnach
imdi

imdi
nun
imdi

imdi
jetzt aber
imdi

imdi

„im“: Präposition

im

Präposition | ön-ilgeç, ön edat präp (= in dem)

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

yatakta sinemada

Örnekler

im Bett

yatakta

im Bett
im Kino

sinemada

im Kino

„IM“: männlich | Abkürzung

IM

[iːˈɛm]männlich | eril mAbkürzung | kısaltma abk <-s; -s> (= inoffizieller Mitarbeiter)

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

gayriresmî eleman

gayriresmî eleman
IM Politik | politikaPOL Geschichte | tarihHIST

IM Politik | politikaPOL Geschichte | tarihHIST

„im bilimi“

im bilimi

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

im bilimi → bkz „gösterge bilimi“

im bilimi → bkz „gösterge bilimi“

„bozuk“

bozuk

<-ğu>

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

kaputt, defekt, nicht intakt verdorben, sittenlos, verderbt schlecht

kaputt
bozuk

bozuk
defekt, nicht intakt
bozuk

bozuk

Örnekler

bozuk atmak (veya | oderod çalmak) (-e) konuşma dili | umgangssprachlichumg

schimpfen mit

bozuk atmak (veya | oderod çalmak) (-e) konuşma dili | umgangssprachlichumg
bozuk para

Kleingeldcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n

bozuk para
sinir(ler)im bozuk

ich bin mit meinen Nerven am Ende

sinir(ler)im bozuk
gayet bozuk bir Fransızca ile

in einem sehr gebrochenen Französisch

gayet bozuk bir Fransızca ile

Örnekleri gizleÖrnekleri göster

verdorben
bozuk

bozuk
sittenlos, verderbt Mensch
bozuk

bozuk

schlecht Tag, Zensur, Zeugnis
bozuk

bozuk

„yer“

yer

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Ort, Stellung, Stelle Platz, Raum Erde, Boden, Erdboden, Erd-, … zu ebener Erde, Grundbesitz

Orteril | männlich m
yer

Stelledişil | weiblich f
yer

yer
Stellungdişil | weiblich f (karşısındaki gegenüber-e hali | Dativ dat)
yer

yer
yer → bkz „yerinde“

yer → bkz „yerinde“
yer → bkz „yerine“

yer → bkz „yerine“

Örnekler

herhangi bir yerde (yere)

irgendwo(hin)

herhangi bir yerde (yere)
her yerde (yere)

überall(hin)

her yerde (yere)
hiçbir yerde (yere)

nirgendwo(hin)

hiçbir yerde (yere)
yer belirteci dil bilgisi | GrammatikGRAM

Ortsbestimmungdişil | weiblich f

yer belirteci dil bilgisi | GrammatikGRAM
yer imi bilgisayar ve internet | Computer und InternetIT

Lesezeichencinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n

Bookmarkcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n

yer imi bilgisayar ve internet | Computer und InternetIT
yer yer

zeitweise

yer yer
yer yer

gebietsweise z. B. Regen

yer yer
yer yer

stellenweise

yer yer
yer yerinden oynamakkişiden bağımsız | unpersönlich unp

großes Aufsehen erregen

einen Tumult hervorrufen

yer yerinden oynamakkişiden bağımsız | unpersönlich unp
yerden yere çalmak

übel mitspielen-e hali | Dativ dat

yerden yere çalmak
bıçak yeri

Schmisseril | männlich m

Schrammedişil | weiblich f

bıçak yeri
yerini tutmak (-in)

ersetzen-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk

die Stelle (eines anderen) ausfüllen

yerini tutmak (-in)
…yerine geçmek

Ersatz sein für …, gültig sein wie …

…yerine geçmek
yerine geçmek (-in)

an die Stelle jemandes treten, ablösen-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk

yerine geçmek (-in)
yerine gelmek

erfolgen, geschehen

erfüllt werden

yerine gelmek
sağlığı yerine geldi

ihre Gesundheit stellt sich wieder ein

sağlığı yerine geldi
yerine getirmek (-i)

ausführen

yerine getirmek (-i)
yerine getirmek (-i)

erfüllen Verpflichtung, Wunsch

yerine getirmek (-i)
yerine getirmek (-i)

begleichen Schuld

yerine getirmek (-i)
yerine getirmek (-i)

halten Wort

yerine getirmek (-i)
… yerine koymak (-i)

jemanden halten für

behandeln wie …

… yerine koymak (-i)

Örnekleri gizleÖrnekleri göster

Platzeril | männlich m
yer

yer
Raumeril | männlich m
yer

yer

Örnekler

yer açmak (-e)

Platz machen-e hali | Dativ dat

yer açmak (-e)
yer almak (-de)

seinen Platz einnehmen

yer almak (-de)
yer almak (-de)

stattfinden

yer almak (-de)
yer almak (-de) mecazi | übertragen, bildlichfig

einen Platz einnehmen

yer almak (-de) mecazi | übertragen, bildlichfig
yer ayırmak (-e)

einen Platz reservieren

yer ayırmak (-e)
yer ayırmak (-e) mecazi | übertragen, bildlichfig

Platz einräumen-e hali | Dativ dat

yer ayırmak (-e) mecazi | übertragen, bildlichfig
yer bulmak

einen (Sitz)Platz finden

yer bulmak
yer bulmak mecazi | übertragen, bildlichfig

eine Stellung finden

yer bulmak mecazi | übertragen, bildlichfig
yer edinmek

seinen Platz erreichen

yer edinmek
yer tutmak

Raum (veya | oderod Platz) einnehmen

einen Sitzplatz besetzen

yer tutmak
yer vermek (-e) mecazi | übertragen, bildlichfig

jemandem (große) Bedeutung beimessen

yer vermek (-e) mecazi | übertragen, bildlichfig
yer vermek (-e)

jemandem eine wichtige Aufgabe übertragen

yer vermek (-e)
yer vermek (-e)

jemandem seinen Platz abtreten

yer vermek (-e)
yerine oturmuş olmak mecazi | übertragen, bildlichfig

fest im Sattel sitzen, etabliert sein

yerine oturmuş olmak mecazi | übertragen, bildlichfig
yerini ısıtmak mecazi | übertragen, bildlichfig

Sitzfleisch haben

yerini ısıtmak mecazi | übertragen, bildlichfig
çalışma yeri

Arbeitsplatzeril | männlich m

çalışma yeri
duracak yer

Stehplatzeril | männlich m

duracak yer
oturacak yer

Sitzplatzeril | männlich m

oturacak yer
yeri gelmek (-in)

an die Reihe kommen

yeri gelmek (-in)
yeri olmak (-in)

angebracht sein

yeri olmak (-in)
yeri var (-in)

das hat Sinn

yeri var (-in)
yeri yok (-in)

fehl am Platz

yeri yok (-in)
yerin kulağı var

die Wände haben Ohren

yerin kulağı var
yerinde saymak askerî | MilitärMIL mecazi | übertragen, bildlichfig

auf der Stelle treten

yerinde saymak askerî | MilitärMIL mecazi | übertragen, bildlichfig

Örnekleri gizleÖrnekleri göster

Erdedişil | weiblich f
yer

yer
Bodeneril | männlich m
yer

yer
Erdbodeneril | männlich m
yer

yer
Erd- Achse
yer

yer
… zu ebener Erde z. B. Zimmer
yer

yer
Grundbesitzeril | männlich m
yer

yer

Örnekler

yer alıştırmaları spor | SportSPORT

Bodenübungençoğul | Plural pl

yer alıştırmaları spor | SportSPORT
yer demir gök bakır

hilflos und verlassen

yer demir gök bakır
yer etmek

eine Spur hinterlassen, eine Druckstelle geben im Teppich

yer etmek
yer etmek

sich niederlassen

yer etmek
yer yarılıp içine girmek

völlig verloren gehen

vor Scham in den Boden versinken

yer yarılıp içine girmek
yer yatağı

Lagercinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n

Lagerstattdişil | weiblich f

yer yatağı
yerden bitme (veya | oderod yapma)

sehr untersetzt, zwergenhaft

yerden bitme (veya | oderod yapma)
yerden göğe kadar

voll und ganz, in jeder Hinsicht

yerden göğe kadar
yere göğe koyamamak (-i)

sich sehr bemühen jemanden zu bewirten

yere göğe koyamamak (-i)
yere bakan yürek yakan

ein Wolf im Schafspelz

yere bakan yürek yakan
yere düşmek

hinfallen

yere düşmek
yeri öpmek şaka yollu | humorvollhum

hinfallen

yeri öpmek şaka yollu | humorvollhum
yeri öpmek

einen Kotau machen

yeri öpmek
utançtan yerin dibine geçmek

vor Scham in den Boden versinken

utançtan yerin dibine geçmek
yerinde yeller esiyor (-in)

völlig verödet

spurlos verschwunden

yerinde yeller esiyor (-in)
yerlerde sürünmek

in einer verzweifelten Lage sein

yerlerde sürünmek
yerleri süpürmek

auf dem Boden schleifen

yerleri süpürmek

Örnekleri gizleÖrnekleri göster

Türkçe-Almanca sözlük "anneci��im"