anecdote- Almanca-çeviri - Langenscheidt İngilizce-Almanca sözlük

"anecdote" Almanca çeviri

„anecdote“: noun

anecdote

[ˈænikdout; -nek-]noun | Substantiv s

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Anekdote Anekdota

Anekdotefeminine | Femininum f
anecdote

anecdote

Anekdotaplural | Plural pl (unveröffentlichte historische Details)
anecdote anecdota <plural | Pluralpl>

anecdote anecdota <plural | Pluralpl>

„anecdote“: intransitive verb

anecdote

[ˈænikdout; -nek-]intransitive verb | intransitives Verb v/i

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Anekdoten erzählen

selten Anekdoten erzählen
anecdote

anecdote

„anecdote“: transitive verb

anecdote

[ˈænikdout; -nek-]transitive verb | transitives Verb v/t

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

zum Gegenstand einer Anekdote machen

zum Gegenstand einer Anekdote machen
anecdote rare | seltenselten (jemanden)

anecdote rare | seltenselten (jemanden)

Için harici kaynaklardan örnek cümleler "anecdote"
(Langenscheidt yazı kurulu tarafından kontrol edilmemiştir)

Meine Tochter lieferte mir eine nette Anekdote dazu.

My daughter gave me a rather nice anecdote on this.

Kaynak: TED

Ich weiß nicht, ob Sie diese Anekdote kennen, aber ich kenne sie.

I don't know if you've heard this anecdote, but I have.

Kaynak: TED

Aber es bleibt eine Anekdote weil die Öffentlichkeit sich damit nicht identifizieren konnte.

But it stays an anecdote because the public couldn't identify to it.

Kaynak: TED

Aber da war noch eine interessante Anekdote, die ich in Indonesien fand.

But there was one interesting anecdote that I found in Indonesia.

Kaynak: TED

Er wußte Geschichten von Dieben, die auf einmal ehrliche Menschen geworden wären.

He cited various anecdotes about thieves who had suddenly become honest.

Kaynak: Books

Und die zweite Sache. Das ist eine Anekdote, die ich Ihnen mitgeben möchte.

And the second thing, it's an anecdote that I'll leave you with.

Kaynak: TED

Dabei fällt mir eine Anekdote ein.

I should like to relate an anecdote.

Kaynak: Europarl

Kaynak

TED
- Kaynak: OPUS
- Orijinal metin kaynağı: WIT³
- Orijinal metin kaynağı: TED
- Orijinal veri tabanı: TED Talk Parallel Corpus
Europarl
- Kaynak: OPUS
- Orijinal metin kaynağı: Europäisches Parlament
- Orijinal veri tabanı: Europarl Parallel Corups
Books
- Kaynak: OPUS
- Orijinal metin kaynağı: Bilingual Books

İngilizce-Almanca sözlük "anecdote"