İngilizce-Almanca sözlük "overtime"

"overtime" Almanca çeviri

overtime
[ˈ-taim]noun | Substantiv s

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

  • Überstundenplural | Plural pl
    overtime commercial term, commerce | Wirtschaft/VolkswirtschaftWIRTSCH
    overtime commercial term, commerce | Wirtschaft/VolkswirtschaftWIRTSCH
  • Überstundenzuschlagmasculine | Maskulinum m
    overtime commercial term, commerce | Wirtschaft/VolkswirtschaftWIRTSCH overtime supplement
    overtime commercial term, commerce | Wirtschaft/VolkswirtschaftWIRTSCH overtime supplement
  • zusätzliche (Arbeits)Zeit, Zeitzugabefeminine | Femininum f
    overtime additional working time
    overtime additional working time
Örnekler
  • the game went into overtime sports | SportSPORTespecially | besonders besonders American English | amerikanisches EnglischUS
    das Spiel ging in die Verlängerung
    the game went into overtime sports | SportSPORTespecially | besonders besonders American English | amerikanisches EnglischUS
overtime
[ˈ-taim]adverb | Adverb adv

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

  • über die Zeit (hinaus)
    overtime
    overtime
Örnekler
overtime
[ˈ-taim]adjective | Adjektiv adj

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

  • Überstunden…, Mehrarbeits…
    overtime commercial term, commerce | Wirtschaft/VolkswirtschaftWIRTSCH
    overtime commercial term, commerce | Wirtschaft/VolkswirtschaftWIRTSCH
Örnekler
  • overtime pay
    Mehrarbeitszuschlag, Überstundenlohn, -vergütung
    overtime pay
overtime
[ˈ-taim]transitive verb | transitives Verb v/t

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

  • überbelichten
    overtime photography | FotografieFOTO
    overtime photography | FotografieFOTO
Tom wollte am Heiligabend keine Überstunden machen.
Tom didn't want to work overtime on Christmas Eve.
Kaynak: Tatoeba
Ich werde nächste Woche jeden Tag Überstunden machen müssen.
I'll have to work overtime every day next week.
Kaynak: Tatoeba
Er war gezwungen, Überstunden zu machen.
He was forced to work overtime.
Kaynak: Tatoeba
Er wurde gezwungen, Überstunden zu machen.
He was forced to work overtime.
Kaynak: Tatoeba
Er machte diese Woche zehn Überstunden.
He put in ten hours of overtime this week.
Kaynak: Tatoeba
Wenn der Chef sagt, dass du Überstunden machen musst, dann hast du keine Wahl, als es zu machen.
If the boss says you've got to work overtime, then there's no choice but to do so.
Kaynak: Tatoeba
Ich musste gestern Überstunden machen.
I had to work overtime yesterday.
Kaynak: Tatoeba
Ich befürchte, du wirst Überstunden machen müssen.
I'm afraid that you have to work overtime.
Kaynak: Tatoeba
Wenn man sich manche Überstundensätze ansieht, wird man verstehen, daß sie keinen Anreiz bilden.
Looking at some of the rates of pay for overtime one might understand their lack of incentive.
Kaynak: Europarl
Probleme habe ich mit der Abschaffung von strukturellen Überstunden.
There are problems about outlawing structural overtime.
Kaynak: Europarl
Kaynak

Fikrinizi bizimle paylaşın!

Ücretsiz Çevrimiçi Langenscheidt Sözlüğü beğendiniz mi?

Değerlendirmeniz için çok teşekkürler!

Çevrimiçi sözlüklerimizle ilgili geribildirimleriniz mi var?

Bir çeviri mi eksik, dikkatinizi bir hata mı çekti ya da sadece bizi takdir etmek mi istiyorsunuz? Lütfen geribildirim formunu doldurun. E-posta adresinizi belirtmek tercihinize bağlıdır ve veri korumamıza göre sadece talebinizin yanıtlanmasına yarar.

Onay işareti koyarak robot olmadığınızı doğrulayın.*

*Zorunlu alan

Lütfen işaretli alanları doldurun.

Geribildiriminiz için çok teşekkürler!

Bizi ziyaret edin: