İngilizce-Almanca sözlük "peek"

"peek" Almanca çeviri

peek
[piːk]intransitive verb | intransitives Verb v/i

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)
ausspähen, gucken, blinzeln, spähen Başka örnek...
  • (aus)spähen, gucken, blinzeln
    peek
    peek
  • spähen (into inaccusative (case) | Akkusativ akk)
    peek durch ein Loch
    peek durch ein Loch
Örnekler
peek
[piːk]noun | Substantiv s

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)
flüchtiger Blick Blick mit halb geschlossenen Augen durch ein Guckloch
  • flüchtiger Blick, Blickmasculine | Maskulinum m mit halb geschlossenen Augenor | oder od durch ein Guckloch
    peek
    peek
Örnekler
  • to take a peek atsomething | etwas sth
    einen kurzen Blick aufsomething | etwas etwas werfen
    to take a peek atsomething | etwas sth
Erlauben Sie mir, Ihnen einen kurzen Einblick in das Meeresschutzgebiet der Phoenixinseln zu geben.
Let me give you a little peek here of the Phoenix Islands-protected area.
Kaynak: TED
Tom lugte zur Tür hinaus, um zu sehen, was da vor sich ging.
Tom peeked out the door to see what was happening.
Kaynak: Tatoeba
CA: Du linst. Du musst- die Frau dort hinten hat darum gebeten.
CA: You're peeking. You just got to-- this is a request from the lady in the back.
Kaynak: TED
Immer wenn ich den Stapel hochhebe, linse ich, OK?
So every time I lift the heap, I peek, right.
Kaynak: TED
Kaynak
peek
[piːk]noun | Substantiv s

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)
Piepsen, Zwitschern
  • Piepsenneuter | Neutrum n
    peek rare | seltenselten (peeping, tweeting)
    Zwitschernneuter | Neutrum n
    peek rare | seltenselten (peeping, tweeting)
    peek rare | seltenselten (peeping, tweeting)
Erlauben Sie mir, Ihnen einen kurzen Einblick in das Meeresschutzgebiet der Phoenixinseln zu geben.
Let me give you a little peek here of the Phoenix Islands-protected area.
Kaynak: TED
Tom lugte zur Tür hinaus, um zu sehen, was da vor sich ging.
Tom peeked out the door to see what was happening.
Kaynak: Tatoeba
CA: Du linst. Du musst- die Frau dort hinten hat darum gebeten.
CA: You're peeking. You just got to-- this is a request from the lady in the back.
Kaynak: TED
Immer wenn ich den Stapel hochhebe, linse ich, OK?
So every time I lift the heap, I peek, right.
Kaynak: TED
Kaynak
© Princeton University

Fikrinizi bizimle paylaşın!

Ücretsiz Çevrimiçi Langenscheidt Sözlüğü beğendiniz mi?

Değerlendirmeniz için çok teşekkürler!

Çevrimiçi sözlüklerimizle ilgili geribildirimleriniz mi var?

Bir çeviri mi eksik, dikkatinizi bir hata mı çekti ya da sadece bizi takdir etmek mi istiyorsunuz? Lütfen geribildirim formunu doldurun. E-posta adresinizi belirtmek tercihinize bağlıdır ve veri korumamıza göre sadece talebinizin yanıtlanmasına yarar.

Onay işareti koyarak robot olmadığınızı doğrulayın.*

*Zorunlu alan

Lütfen işaretli alanları doldurun.

Geribildiriminiz için çok teşekkürler!

Bizi ziyaret edin: