İngilizce-Almanca sözlük "unique"

"unique" Almanca çeviri

unique
[juːˈniːk]adjective | Adjektiv adj

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Örnekler
  • großartig, toll
    unique great familiar, informal | umgangssprachlichumg
    unique great familiar, informal | umgangssprachlichumg
  • unique syn → bkz „single
    unique syn → bkz „single
  • unique syn → bkz „strange
    unique syn → bkz „strange
Örnekler
unique
[juːˈniːk]noun | Substantiv s

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

  • Seltenheitfeminine | Femininum f
    unique rarity
    Unikumneuter | Neutrum n
    unique rarity
    unique rarity
she was presented with a unique opportunity
ihr bot sich eine einmalige Gelegenheit
she was presented with a unique opportunity
Insofern stellt es keine Ausnahme dar.
The country is not unique in that respect.
Kaynak: Europarl
Dies macht das Land vielfältig und einzigartig.
This makes the country diverse and unique.
Kaynak: GlobalVoices
Singapur erlangte mit einer einzigartigen Entwicklungsstrategie den Status eines reichen Landes.
Singapore achieved rich-country status with a unique development strategy.
Kaynak: News-Commentary
Menschliches und organisatorisches Versagen sind nicht allein auf Japan beschränkt.
Human and organizational failings are not unique to Japan.
Kaynak: News-Commentary
Für die Tschechische Republik ist dieser Fall einzigartig und historisch bedeutend.
For the Czech Republic, this case is unique and historically significant.
Kaynak: GlobalVoices
Eine Debatte wie die heutige habe ich allerdings noch nicht erlebt.
This is in my experience a completely unique debate.
Kaynak: Europarl
Die Kultur des Landes ist einzigartig und hochentwickelt.
It has a unique and flourishing culture.
Kaynak: Europarl
Hier ein Bespiel für einzigartige Motorradparkplätze:
Below is some unique motorbike parking:
Kaynak: GlobalVoices
Sowohl das Apollo-Programm als auch das Manhattan-Projekt wiesen einzigartige Merkmale auf.
Both the Apollo Program and the Manhattan Project had unique characteristics.
Kaynak: News-Commentary
Tatsächlich ist die Krise des Murdochschen Familienunternehmens weder ungewöhnlich noch neuartig.
Indeed, the crisis of the Murdoch family s business empire ’ is neither unique nor unprecedented.
Kaynak: News-Commentary
Dies war ein einzigartiges Erlebnis bei Radio Martí.
This was a unique event for Radio Martí.
Kaynak: GlobalVoices
Kaynak

Fikrinizi bizimle paylaşın!

Ücretsiz Çevrimiçi Langenscheidt Sözlüğü beğendiniz mi?

Değerlendirmeniz için çok teşekkürler!

Çevrimiçi sözlüklerimizle ilgili geribildirimleriniz mi var?

Bir çeviri mi eksik, dikkatinizi bir hata mı çekti ya da sadece bizi takdir etmek mi istiyorsunuz? Lütfen geribildirim formunu doldurun. E-posta adresinizi belirtmek tercihinize bağlıdır ve veri korumamıza göre sadece talebinizin yanıtlanmasına yarar.

Onay işareti koyarak robot olmadığınızı doğrulayın.*

*Zorunlu alan

Lütfen işaretli alanları doldurun.

Geribildiriminiz için çok teşekkürler!

Bizi ziyaret edin: