Almanca-İngilizce sözlük "schmuggeln"

"schmuggeln" İngilizce çeviri

schmuggeln
[ˈʃmʊgəln]transitives Verb | transitive verb v/t <h>

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Örnekler
schmuggeln
[ˈʃmʊgəln]intransitives Verb | intransitive verb v/i

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Örnekler
  • er schmuggelte mit Rauschgift
    he trafficked (oder | orod smuggled) drugs
    er schmuggelte mit Rauschgift
schmuggeln
[ˈʃmʊgəln]reflexives Verb | reflexive verb v/r

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Örnekler
  • sich schmuggeln
    smuggle oneself
    sich schmuggeln
  • ich schmugg(e)lte mich durch die Sperre
    I smuggled myself through the gate
    ich schmugg(e)lte mich durch die Sperre
schmuggeln
Neutrum | neuter n <Schmuggelns>

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Örnekler
  • er wurde beim Schmuggeln ertappt (oder | orod umgangssprachlich | familiar, informalumg erwischt) <als Substantiv gebraucht | used as a nounsubstVerb | verb v>
    er wurde beim Schmuggeln ertappt (oder | orod umgangssprachlich | familiar, informalumg erwischt) <als Substantiv gebraucht | used as a nounsubstVerb | verb v>
etwas durch den Zoll schmuggeln
to smuggleetwas | something sth through customs
etwas durch den Zoll schmuggeln
The smuggling of young women is also highly profitable, but the risks are small.
Auch der Schmuggel junger Frauen ist in höchstem Grade rentabel, aber die Risiken sind gering.
Kaynak: Europarl
Tom smuggled something into Australia for Mary.
Tom schmuggelte für Maria etwas nach Australien.
Kaynak: Tatoeba
People are smuggled via organizations between different parts of the world.
Menschen werden von Organisationen zwischen verschiedenen Erdteilen geschmuggelt.
Kaynak: Europarl
That is excellent because it works against smuggling.
Das ist sehr gut, da es dem Schmuggel entgegenwirkt.
Kaynak: Europarl
This is a major problem, particularly regarding the smuggling of drugs, for example.
Das ist ein großes Problem, insbesondere im Hinblick auf den Schmuggel, beispielsweise von Drogen.
Kaynak: Europarl
The railways must be made serviceable again, and smuggling must be combated.
Die Schienenwege müssen wieder benutzbar gemacht werden und der Schmuggel muss bekämpft werden.
Kaynak: Europarl
But there are security concerns.
Leider kommen Selbstmordattentäter über die Grenzen; es wird sehr viel Geld geschmuggelt;
Kaynak: Europarl
Cigarettes are smuggled from Ukraine, Romania and other Balkan states.
Zigaretten werden aus der Ukraine, Rumänien und anderen Balkanstaaten geschmuggelt.
Kaynak: Europarl
The agreement is intended to contribute to the fight against smuggling and fraud.
Das Abkommen soll zur Bekämpfung von Schmuggel und Fälschungen beitragen.
Kaynak: Europarl
The Council is trying to wriggle out of its duty here.
Der Rat versucht, sich hier aus der Verantwortung zu schmuggeln.
Kaynak: Europarl
Kaynak

Fikrinizi bizimle paylaşın!

Ücretsiz Çevrimiçi Langenscheidt Sözlüğü beğendiniz mi?

Değerlendirmeniz için çok teşekkürler!

Çevrimiçi sözlüklerimizle ilgili geribildirimleriniz mi var?

Bir çeviri mi eksik, dikkatinizi bir hata mı çekti ya da sadece bizi takdir etmek mi istiyorsunuz? Lütfen geribildirim formunu doldurun. E-posta adresinizi belirtmek tercihinize bağlıdır ve veri korumamıza göre sadece talebinizin yanıtlanmasına yarar.

Onay işareti koyarak robot olmadığınızı doğrulayın.*

*Zorunlu alan

Lütfen işaretli alanları doldurun.

Geribildiriminiz için çok teşekkürler!

Bizi ziyaret edin: