İngilizce-Almanca sözlük "deliberate"

"deliberate" Almanca çeviri

deliberate
adjective | Adjektiv adj

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)
überlegt, wohlerwogen, bewusst, absichtlich, vorsätzlich bedächtig, bedachtsam, sorgsam überlegend, vorsichtig bedächtig, ruhig, ohne Hast besonnen
Örnekler
Örnekler
deliberate
transitive verb | transitives Verb v/t

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)
überlegen, erwägen, reiflich bedenken
Örnekler
  • to deliberate what to do
    überlegen, was man tun soll
    to deliberate what to do
deliberate
intransitive verb | intransitives Verb v/i

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)
nachdenken, überlegen beratschlagen, sich beraten
  • beratschlagen, sich beraten (on, upon überaccusative (case) | Akkusativ akk)
    deliberate discuss
    deliberate discuss
  • deliberate syn vgl. → bkz „think“
    deliberate syn vgl. → bkz „think“
Unsere Fraktion lehnt die bewusste Tötung von Menschen- sei es in Palästina oder in Israel- ab.
Our group rejects the deliberate killing of people, be it in Palestine or in Israel.
Kaynak: Europarl
Aber nur ein kleiner Prozentsatz der Verstöße war das Resultat vorsätzlicher Manipulation.
But only a small percent of the breaches were the result of deliberate manipulation.
Kaynak: News-Commentary
Was ihnen zustieß, war solange unvorstellbar, bis es durch absichtliche Tat Wirklichkeit wurde.
What happened to them was unimaginable until, through deliberate action, it became real.
Kaynak: News-Commentary
Ich meine, wir sprechen nicht von erheblichen Unwahrheiten und Statistiken.
We are not talking about deliberate, statistical lies.
Kaynak: Europarl
Freisetzung genetisch veränderter Organismen (Fortsetzung)
Deliberate release of GMOs into the environment
Kaynak: Europarl
Bei allen handelt es sich um die Produkte einer bewussten Politik.
These are all products of a deliberate policy.
Kaynak: News-Commentary
Der NÜ überlegt nur und trifft keine Entscheidungen.
The NTC deliberates rather than decides.
Kaynak: News-Commentary
Der beabsichtigte Tod von ein bis zwei Millionen Menschen war ein echter Genozid.
The deliberate deaths of between one and two million people constituted a real genocide.
Kaynak: Europarl
d. unfallbedingte oder vorsätzliche Meeresverschmutzung
d. accidental or deliberate marine pollution.
Kaynak: Europarl
Es hätte eine sorgfältige und durchdachte Erkundung des Willens der Bevölkerung sein müssen.
It should have been a careful and deliberate sounding out of the will of the people.
Kaynak: News-Commentary
Nicht alle Anstrengungen zur nationalen Befreiung münden in die vorsätzliche Ermordung Unschuldiger.
Not all struggles for national liberation turn to deliberate killing of innocents.
Kaynak: News-Commentary
Das ist ein gezielter Versuch einiger Weniger, sich auf Kosten der anderen zu profilieren.
This is a deliberate attempt by a very few people to raise their profile at the expense of others.
Kaynak: Europarl
Kaynak

Fikrinizi bizimle paylaşın!

Ücretsiz Çevrimiçi Langenscheidt Sözlüğü beğendiniz mi?

Değerlendirmeniz için çok teşekkürler!

Çevrimiçi sözlüklerimizle ilgili geribildirimleriniz mi var?

Bir çeviri mi eksik, dikkatinizi bir hata mı çekti ya da sadece bizi takdir etmek mi istiyorsunuz? Lütfen geribildirim formunu doldurun. E-posta adresinizi belirtmek tercihinize bağlıdır ve veri korumamıza göre sadece talebinizin yanıtlanmasına yarar.

Onay işareti koyarak robot olmadığınızı doğrulayın.*

*Zorunlu alan

Lütfen işaretli alanları doldurun.

Geribildiriminiz için çok teşekkürler!

Bizi ziyaret edin: