Almanca-İngilizce sözlük "Klemme"

"Klemme" İngilizce çeviri

Klemme
[ˈklɛmə]Femininum | feminine f <Klemme; Klemmen>

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

  • clip
    Klemme aus Metall
    Klemme aus Metall
  • hair clip
    Klemme Haarklemme
    Klemme Haarklemme
  • nose clip
    Klemme Nasenklemme
    Klemme Nasenklemme
  • clamp
    Klemme Technik | engineeringTECH
    Klemme Technik | engineeringTECH
  • terminal
    Klemme Elektrotechnik und Elektrizität | electrical engineeringELEK
    Klemme Elektrotechnik und Elektrizität | electrical engineeringELEK
  • clamp
    Klemme Medizin | medicineMED
    Klemme Medizin | medicineMED
  • h(a)emostat
    Klemme Medizin | medicineMED für Gefäß
    Klemme Medizin | medicineMED für Gefäß
Örnekler
  • in der Klemme sein (oder | orod sitzen) in Schwierigkeiten
    to be in a tight corner (fix, jam)
    in der Klemme sein (oder | orod sitzen) in Schwierigkeiten
  • in der Klemme sein (oder | orod sitzen) besonders in Geldverlegenheit
    to be in dire straits
    in der Klemme sein (oder | orod sitzen) besonders in Geldverlegenheit
  • in die Klemme kommen (oder | orod geraten)
    to get into a tight spot
    in die Klemme kommen (oder | orod geraten)
  • Örnekleri gizleÖrnekleri göster
jetzt ist er in der Klemme, wovor ich ihn immer gewarnt hatte
now he is in difficulties, which I had always warned him about
jetzt ist er in der Klemme, wovor ich ihn immer gewarnt hatte
We always help each other out.
Wir helfen einander immer aus der Klemme.
Kaynak: Tatoeba
Mary thought Tom was in trouble.
Maria dachte, Tom stecke in der Klemme.
Kaynak: Tatoeba
Tom was in trouble financially.
Tom steckte finanziell in der Klemme.
Kaynak: Tatoeba
The minister was in a fix over illegal dealings.
Der Minister steckte in der Klemme wegen illegaler Machenschaften.
Kaynak: Tatoeba
The West's readiness to bail the country out has been stretched to the limit.
Die Bereitschaft des Westens, dem Land aus der Klemme zu helfen, ist ausgereizt worden.
Kaynak: News-Commentary
This is not a matter of the Fed bailing out investors.
Hier geht es nicht darum, dass die Fed Anlegern aus der Klemme hilft.
Kaynak: News-Commentary
German Chancellor Angela Merkel is now in a bind.
Die deutsche Kanzlerin Angela Merkel sitzt nun in der Klemme.
Kaynak: News-Commentary
Now China's communist rulers find themselves trapped in a bind.
Nun befinden sich die kommunistischen Führer Chinas selbst in der Klemme.
Kaynak: News-Commentary
Have you reached a deadlock?
Stecken Sie da nicht in der Klemme?
Kaynak: Europarl
Until that occurs, the vice now gripping Asia will only continue to tighten.
Bis es dazu kommt, wird sich die Klemme, in der Asien derzeit steckt, nur weiter verschärfen.
Kaynak: News-Commentary
That would leave me in a fix.
Da säße ich ganz schön in der Klemme.
Kaynak: Tatoeba
The US has thus painted itself into a corner.
Somit haben sich die USA in eine Klemme gebracht.
Kaynak: News-Commentary
Kaynak

Fikrinizi bizimle paylaşın!

Ücretsiz Çevrimiçi Langenscheidt Sözlüğü beğendiniz mi?

Değerlendirmeniz için çok teşekkürler!

Çevrimiçi sözlüklerimizle ilgili geribildirimleriniz mi var?

Bir çeviri mi eksik, dikkatinizi bir hata mı çekti ya da sadece bizi takdir etmek mi istiyorsunuz? Lütfen geribildirim formunu doldurun. E-posta adresinizi belirtmek tercihinize bağlıdır ve veri korumamıza göre sadece talebinizin yanıtlanmasına yarar.

Onay işareti koyarak robot olmadığınızı doğrulayın.*

*Zorunlu alan

Lütfen işaretli alanları doldurun.

Geribildiriminiz için çok teşekkürler!

Bizi ziyaret edin: