• Langenscheidt
• Türkçe-Almanca sözlük
• te��rih

Türkçe-Almanca sözlük "te��rih"

"te��rih" Almanca çeviri

Şunu mu demek istediniz: ruh, ter ter, tel, ta Ya da: tef?

„temiz“

temiz

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

rein, anständig, sauber, guter Zustand, gehörig, tüchtig

---

• rein, sauber

  temiz
  temiz
• anständig Leben, Mensch

  temiz mecazi | übertragen, bildlichfig
  temiz mecazi | übertragen, bildlichfig
• guter Zustand Gebrauchtwagen

  temiz
  temiz
• gehörig, tüchtig Prügel

  temiz
  temiz

Örnekler

• temiz pak

  adrett
  temiz pak
• temiz para

  Nettobetrageril | männlich m

  problemloser Gewinn
  temiz para
• temiz raporu konuşma dili | umgangssprachlichumg

  Attest ohne Befund
  temiz raporu konuşma dili | umgangssprachlichumg
• temiz temizzarf | Adverb adv

  (ganz) sauber
  temiz temizzarf | Adverb adv
• temiz tutmak

  sauber halten
  temiz tutmak
• temize çekmek

  ins Reine schreiben
  temize çekmek
• kendini temize çıkar(t)mak konuşma dili | umgangssprachlichumg

  sich reinwaschen
  kendini temize çıkar(t)mak konuşma dili | umgangssprachlichumg
• temize çıkmak

  sich als unschuldig erweisen
  temize çıkmak
• temize havale etmek

  schnell abtun (veya | oderod erledigen) Angelegenheit
  temize havale etmek
• temize havale etmek

  aufessen
  temize havale etmek
• temize havale etmek

  umbringen Person
  temize havale etmek
• Örnekleri gizleÖrnekleri göster

„temin“

temin

[tɛːmiːn]

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Besorgung, Sicherstellung, Beschaffung

---

• Besorgungdişil | weiblich f

  temin

  Beschaffungdişil | weiblich f

  temin
  temin
• Sicherstellungdişil | weiblich f

  temin
  temin

Örnekler

• temin etmek (-i)

  befriedigen Bedürfnisse
  temin etmek (-i)
• temin etmek (-i)

  beschaffen, besorgen Ware
  temin etmek (-i)
• temin etmek (-i)

  versichern, beteuern
  temin etmek (-i)
• sizi temin ederim, bir daha olmayacak

  seien Sie versichert, dass das nicht mehr vorkommt
  sizi temin ederim, bir daha olmayacak
• Örnekleri gizleÖrnekleri göster

„tente“

tente

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Markise, Plane

---

• Markisedişil | weiblich f

  tente
  tente
• Planedişil | weiblich f

  tente
  tente

„x-te(r, s)“: Adjektiv, adjektivisch

x-te

[ˈɪkste]Adjektiv, adjektivisch | sıfat adj umgangssprachlich | konuşma diliumg

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

kaçıncı defa

---

Örnekler

• zum x-ten Male

  kaçıncı defa
  zum x-ten Male

„temiz kan“

temiz kan

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

arterielles Blut, Vollblut

---

• arterielles Blut

  temiz kan
  temiz kan
• Vollblutcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n Pferd

  temiz kan
  temiz kan

„dayak“

dayak

<-ğı>

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Prügel, Schläge Stütze, Pfeiler, Strebe

---

• Prügelçoğul | Plural pl

  dayak

  Schlägeçoğul | Plural pl

  dayak
  dayak

Örnekler

• dayak yemek

  Prügel beziehen
  dayak yemek
• biri(si)ne | jemandembiri(si)ne bir temiz dayak atmak

  jemandem eine gehörige Tracht Prügel verabreichen
  biri(si)ne | jemandembiri(si)ne bir temiz dayak atmak

• Stützedişil | weiblich f

  dayak teknik | TechnikTECH

  Pfeilereril | männlich m

  dayak teknik | TechnikTECH

  Strebedişil | weiblich f

  dayak teknik | TechnikTECH
  dayak teknik | TechnikTECH

Örnekler

• dayak kolu

  Konsoledişil | weiblich f

  Kragsteineril | männlich m
  dayak kolu

„-de“

-de

<-da, -te, -ta>

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

in, auf, an, bei als, wenn

---

• in-e hali | Dativ dat

  -de

  auf-e hali | Dativ dat

  -de

  an-e hali | Dativ dat

  -de

  bei

  -de
  -de

Örnekler

• nerede?

  wo?
  nerede?
• Türkiye’de

  in der Türkei
  Türkiye’de
• denizde

  auf dem Meer
  denizde
• gökte

  am Himmel
  gökte
• sağ tarafta

  auf der rechten Seite
  sağ tarafta
• yemekte

  beim Essen
  yemekte
• (saat) kaçta?

  um wie viel Uhr?
  (saat) kaçta?
• (saat) ikide

  um zwei (Uhr)
  (saat) ikide
• -de bir şey var/olmak

  haben-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk
  -de bir şey var/olmak
• bende bir şehir planı var

  ich habe einen Stadtplan
  bende bir şehir planı var
• -de bir şey yok/olmamak

  nicht haben-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk
  -de bir şey yok/olmamak
• bende para yok

  ich habe kein Geld
  bende para yok
• yüzde on

  zehn Prozent (veya | oderod von hundert)
  yüzde on
• Örnekleri gizleÖrnekleri göster

• als, wenn

  -de
  -de

Örnekler

• vardığında

  als er ankam, bei seinem Eintreffen
  vardığında

„sein“: intransitives Verb

sein

intransitives Verb | geçişsiz fiil v/i <ist; war; gewesen; sein | geçmiş zaman „sein“ fiiliyles.>

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

olmak, var olmak, mevcut olmak

---

• olmak ekfiil

  sein
  sein
• var olmak, mevcut olmak

  sein (≈ (bestehen, existieren)auch | aynı zamanda a.)
  sein (≈ (bestehen, existieren)auch | aynı zamanda a.)

Örnekler

• er ist aus Rom

  o Romalı(dır)
  er ist aus Rom
• lass das sein!

  (bırak,) yapma!, kes!
  lass das sein!
• muss(te) das sein?

  şart mı(ydı) bu?
  muss(te) das sein?
• was soll das sein?

  bu da neyin nesi?
  was soll das sein?
• es sei denn, dass

  yeter ki …, ola ki …
  es sei denn, dass
• nun, wie ists?

  ee, şimdi ne oluyor?
  nun, wie ists?
• Örnekleri gizleÖrnekleri göster

„en“

en

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

wenigst-... wenigstens... allen voran... der größte gemeinsame Teiler... meist-... am meisten...

---

• bildet den Superlativ und Elativ

  en
  en

Örnekler

• en az

  wenigst-

  am wenigsten
  en az
• en azından

  wenigstens
  en azından
• en başta

  allen voran
  en başta
• en büyük

  größte(r, s)
  en büyük
• en büyük ortak bölen matematik | MathematikMATH

  der größte gemeinsame Teiler
  en büyük ortak bölen matematik | MathematikMATH
• en çabuk

  schnellste(r, s)
  en çabuk
• en çok

  meist-
  en çok
• en çok

  am meisten
  en çok
• en çok

  meistens zeitlich
  en çok
• en çok beğenilen

  Beliebteste(r), die beliebtesten
  en çok beğenilen
• en iyi

  beste(r, s)
  en iyi
• en iyisi (veya | oderod temizi)

  am besten
  en iyisi (veya | oderod temizi)
• en sonra

  ganz zum Schluss
  en sonra
• en sonu

  schließlich
  en sonu
• en yüksek

  höchste(r, s)
  en yüksek
• Örnekleri gizleÖrnekleri göster

„yedek“

yedek

<-ği>

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Reserve, Reserve-, Ersatz-

---

• Reservedişil | weiblich f

  yedek
  yedek
• Reserve-

  yedek

  Ersatz-

  yedek
  yedek

Örnekler

• yedek at

  Beipferdcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n

  Handpferdcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
  yedek at
• yedek bidon

  Reservekanistereril | männlich m
  yedek bidon
• yedek parça

  Ersatzteilcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
  yedek parça
• yedek tekerlek

  Reserveradcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n
  yedek tekerlek
• yedek lastik

  Reservereifeneril | männlich m
  yedek lastik
• yedeğe almak (-i-e)

  ins Schlepptau nehmen-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk
  yedeğe almak (-i-e)
• yedek(te) çekmek

  abschleppen-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk

  treideln
  yedek(te) çekmek
• Örnekleri gizleÖrnekleri göster