„leben“ leben <haben | geçmiş zaman „haben“ fiiliyleh.> Tüm çevirilere genel bakış (Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun) yaşamak, hayatta/sağ olmak oturmak yaşamak leben leben hayatta/sağ olmak leben (≈ am Leben sein) leben (≈ am Leben sein) Örnekler leben für için yaşamak leben für leben von ile geçinmek leben von oturmak leben (≈ wohnen) leben (≈ wohnen)
„Leben“: Neutrum, sächlich LebenNeutrum, sächlich | cinssiz sözcük n <-s; Leben> Tüm çevirilere genel bakış (Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun) hayat, yaşam hayat, yaşam Leben Leben Örnekler am Leben bleiben hayatta kalmak am Leben bleiben am Leben bleiben (≈ überleben) sağ kalmak am Leben bleiben (≈ überleben) am Leben sein hayatta olmak am Leben sein sich (Dativ | -e halidat) das Leben nehmen canına kıymak, hayatına son vermek sich (Dativ | -e halidat) das Leben nehmen ums Leben kommen hayatını kaybetmek, ölmek ums Leben kommen um sein Leben laufen (kämpfen) hayatını kurtarmak için kaçmak (savaşmak) um sein Leben laufen (kämpfen) das tägliche Leben günlük hayat das tägliche Leben mein Leben lang hayatım/ömrüm boyunca mein Leben lang ich tanze für mein Leben gern dans etmeye bayılırım ich tanze für mein Leben gern ins Leben rufen gerçekleştirmek, hayata geçirmek ins Leben rufen er steht im öffentlichen Leben kamuoyunun gözü onun üstünde er steht im öffentlichen Leben nie im Leben! umgangssprachlich | konuşma diliumg hayatta/dünyada olmaz! nie im Leben! umgangssprachlich | konuşma diliumg Leben bringen in canlılık getirmek (Akkusativ | -i hali, belirtme durumuakk -e) Leben bringen in Örnekleri gizleÖrnekleri göster