iç- Almanca-çeviri - Langenscheidt Türkçe-Almanca sözlük

„iç“: sıfat

iç

sıfat | Adjektiv, adjektivisch adj <içi>

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

inneres, intern, Innen-, Binnen-, Inlands-

innere(r, s)
iç

iç
intern
iç

iç
Innen-
iç

Binnen-
iç

Inlands-
iç

iç

Örnekler

İç Anadolu

Inneranatoliencinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n

İç Anadolu
iç bellek bilgisayar ve internet | Computer und InternetIT

interner Speicher

iç bellek bilgisayar ve internet | Computer und InternetIT
iç bükün dil bilgisi | GrammatikGRAM

innere Flexion

iç bükün dil bilgisi | GrammatikGRAM
iç bükün

Ablauteril | männlich m

iç bükün
iç cep

Innentaschedişil | weiblich f

iç cep
iç ceviz

Nusskerneril | männlich m

iç ceviz
iç çamaşırı

Unterwäschedişil | weiblich f

iç çamaşırı
iç hastalıkları

innere Krankheitençoğul | Plural pl

iç hastalıkları
iç hat

Inlandsverkehreril | männlich m

Inlandsflugliniedişil | weiblich f

iç hat
iç merkez

Erdbebenherderil | männlich m

iç merkez
iç pazar

Binnenmarkteril | männlich m

iç pazar
iç politika

Innenpolitikdişil | weiblich f

iç politika
iç savaş

Bürgerkriegeril | männlich m

iç savaş
iç taban

Brandsohledişil | weiblich f

iç taban
iç turizm

Inlandstourismuseril | männlich m

iç turizm
iç türeme dil bilgisi | GrammatikGRAM

Sprossvokaleril | männlich m

iç türeme dil bilgisi | GrammatikGRAM
iç türeme

Sprosskonsonanteril | männlich m

iç türeme
Örnekleri gizleÖrnekleri göster

„iç“: isim

iç

isim | Substantiv, substantivisch subst <içi>

Tüm çevirilere genel bakış

(Daha fazla ayrıntı için çeviriye tıklayın/dokunun)

Zentrum, Füllung, Innere Başka örnek...

(das) Innere
iç

iç
Zentrumcinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n Stadt
iç

iç
Füllungdişil | weiblich f
iç yemek | Gastronomie, KochkunstGASTR

iç yemek | Gastronomie, KochkunstGASTR

Örnekler

iç açıcı

erquickend

verheißungsvoll

iç açıcı
iç bulantısı

Magengrimmencinssiz sözcük | Neutrum, sächlich n

iç bulantısı
iç içe

ineinandergeschoben

iç içe
iç içe

ineinandergehend Zimmer

iç içe
iç içe

eng zusammen(stehend) Person

iç içe
içi dar

kribbelig, ungeduldig

içi dar
içi geniş

unbekümmert

içi geniş
içi tez

kribbelig

içi tez
içlerinden biri

einer von (veya | oderod unter) ihnen

içlerinden biri
kendi içimizden

aus unseren eigenen Reihen

kendi içimizden
Örnekleri gizleÖrnekleri göster

Örnekler

içinin yağı erimek

jemanden tief erschüttern

içinin yağı erimek
içi içini yemek

sich (ab)quälen

içi içini yemek
içi içine sığmamak

seine Begeisterung (veya | oderod Aufregung) nicht verbergen können

içi içine sığmamak
içini kurt yemek

in ständiger Sorge (veya | oderod Angst) sein

içini kurt yemek
içini dökmek

sein Herz öffnen

sich aussprechen

içini dökmek
içini yemek (-le)

bedrückt sein (von-e hali | Dativ dat)

içini yemek (-le)
içini sıkmak (-in)

jemandem peinlich sein

jemanden genieren

içini sıkmak (-in)
içine gelmek

jemandem in den Sinn kommen

içine gelmek
içinden çıkmak (-in)

fertig werden (mit-e hali | Dativ dat)

hervorgehen (aus-e hali | Dativ dat)

içinden çıkmak (-in)
içinden geçmek

jemandem in den Sinn kommen

içinden geçmek
içini kemirmek (-in)

in ständiger Sorge sein

içini kemirmek (-in)
çok içine çekilmiş

ganz in sich zurückgezogen

çok içine çekilmiş
içi hop etti

er/sie wurde ganz aufgeregt

içi hop etti
içi geçmiş

er/sie ist eingenickt

içi geçmiş
içinden gelmekkişiden bağımsız | unpersönlich unp

es ist (mir) ein Herzenswunsch

içinden gelmekkişiden bağımsız | unpersönlich unp
içi ezilimek

jemandem ist beklommen zumute unp

içi ezilimek
içi açılmak (-in)

jemandem wird wieder froh zumute unp

içi açılmak (-in)
içi bulanmak

jemandem wird schlecht unp

içi bulanmak
içi burkulmak

jemandem wird das Herz schwer unp

içi burkulmak
içini açmak

sein Herz erleichtern

içini açmak
iç açmak

froh stimmen

iç açmak
içini boşaltmak

freimütig gestehen

sein Herz erleichtern

içini boşaltmak
içi ezilimek

jemandem ist übel

içi ezilimek
içi bayılmak

jemandem ist flau unp

içi bayılmak
içi bayılmak

einen Widerwillen haben

içi bayılmak
içini çekmek (veya | oderod geçirmek)

tief aufseufzen

içini çekmek (veya | oderod geçirmek)
içi vık vık (veya | oderod fık fık) etmek

kribbelig sein, nervös sein

içi vık vık (veya | oderod fık fık) etmek
içine etmek

verpfuschen, verpatzen

içine etmek
içine tükürmek konuşma dili | umgangssprachlichumg

verpfuschen, verhunzen

içine tükürmek konuşma dili | umgangssprachlichumg
içine doğmak

ahnen (-i hali, belirtme durumu | Akkusativakk)

içine doğmak
içine doğmak

es dämmert jemandem konuşma dili | umgangssprachlichumg unp

içine doğmak
içi almamak

jemandem ist zuwider unp

içi almamak
içi almamak

jemandem bekommt es nicht

içi almamak
içinden okumak

still lesen

içinden okumak
içinden okumak konuşma dili | umgangssprachlichumg

innerlich fluchen

içinden okumak konuşma dili | umgangssprachlichumg
içinden gülmek (-e)

innerlich lachen (über-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

içinden gülmek (-e)
iç etmek (-i) konuşma dili | umgangssprachlichumg

sich (-e hali | Dativdat)bir şey(i) | etwas etwas unter den Nagel reißen, einstecken

iç etmek (-i) konuşma dili | umgangssprachlichumg
içine sıçmak (-in)

verpatzen

içine sıçmak (-in)
iç geçirmek

tief aufseufzen

iç geçirmek
içine çekmek mecazi | übertragen, bildlichfig

kapieren

içine çekmek mecazi | übertragen, bildlichfig
içine kapanmak mecazi | übertragen, bildlichfig

sich in sich zurückziehen

içine kapanmak mecazi | übertragen, bildlichfig
içine çekilmek mecazi | übertragen, bildlichfig

sich in sich zurückziehen

içine çekilmek mecazi | übertragen, bildlichfig
içine atmak (-i) mecazi | übertragen, bildlichfig

in sich hineinfressen

içine atmak (-i) mecazi | übertragen, bildlichfig
içini yakmak

jemanden sehr betrüben

içini yakmak
içi yanmak

sehr durstig sein

içi yanmak
içi yanmak mecazi | übertragen, bildlichfig

dursten (nach-e hali | Dativ dat)

içi yanmak mecazi | übertragen, bildlichfig
içi kan ağlamak

zu Tode betrübt sein

içi kan ağlamak
içinde kaybolmak (-in)

wie verloren wirken (in-e hali | Dativ dat)

içinde kaybolmak (-in)
içinde kaybolmak (-in)

viel zu weit sein Kleidung

içinde kaybolmak (-in)
içi sızlamak

betrübt sein

içi sızlamak
içi yanmak

betrübt sein

içi yanmak
içi gitmek (-in-e)

trachten (nach-e hali | Dativ dat)

brennen (auf-i hali, belirtme durumu | Akkusativ akk)

içi gitmek (-in-e)
içine çekmek

einsaugen

içine çekmek
içine çekmek

einatmen

içine çekmek
içi çekmek

gern haben wollen (-i hali, belirtme durumu | Akkusativakk)

içi çekmek
iç çekmek

(auf)seufzen

iç çekmek
içine almak

einnehmen Fläche

içine almak
içine almak

in sich schließen

içine almak
içi kararmak

in Verzweiflung geraten

sich tödlich langweilen

içi kararmak
içi sıkılmak

sich langweilen

içi sıkılmak
içinden konuşmak

leise vor sich hin sprechen

içinden konuşmak
içi ısınmak (-e)

jemandem zugetan sein

içi ısınmak (-e)
içine sindirmek

von Herzen einverstanden sein

içine sindirmek
içi yağ bağlamak

selig sein

aufatmen

içi yağ bağlamak
içine sindirmek (-i)

sich (-e hali | Dativdat)bir şey(i) | etwas etwas einprägen

içine sindirmek (-i)
içine işlemek (-in)

jemanden schmerzlich berühren

içine işlemek (-in)
içine kurt düşmek

Argwohn hegen

içine kurt düşmek
iç tutmak

ansetzen Fruchtknoten

iç tutmak
Örnekleri gizleÖrnekleri göster

Türkçe-Almanca sözlük "iç"

"iç" Almanca çeviri

„iç“: sıfat

iç

Tüm çevirilere genel bakış

„iç“: isim

iç

Tüm çevirilere genel bakış

Şu sözcük için örnek cümleler: "iç"